Farklı sitelere göz attığımda gördüm ki insanlar kendilerini tanıtırken genelde gittiği okulları, aldığı eğitimleri yazmakla yetiniyor. Bense kendimi anlatırken hikaye tadında ve daha özgün bir sayfa oluşturmak istedim. Elimden geldiğince samimi bir dille yazmaya çalıştım. Hayatımı gelişim dönemlerime göre başlıklara ayırdım. Tabi fotoğraf koymayı da unutmadım. Sürç-i lisan ettiysem affola. Keyifli okumalar. 🙂

DOĞUM

Takvimler 1995 yılı mart ayınının sonunu gösterirken Yozgat ili Sorgun ilçesinin Gedikhasanlı Kasabası’nda açtım gözlerimi dünyaya. Karlı bir gecenin sabahında geldim, konup göçeceğimiz bu mekana. Kıymetli annemin anlatımıyla o gece öyle bir kar yağmış ki ağaçlar karların ağırlığından durmadan çatırdamış. Tabiat tüm beyazlığı ve saflığı ile beni karşılamış.

Bana isim vermek için bütün alemlerdeki en güzel ismi seçmişler. Önce Muhammed demişler, yerde ve gökte övüleyim diye. Sonra “Emin” demişler tüm insanların gözü kapalı güvenebileceği biri olayım diye. Evet… Peygamber Efendimiz (sav) gibi…

BEBEKLİK

Bebeklik sürecimden bahsetmek istiyorum ama pek hatırlamıyorum. 🙂 Yapılan araştırmalara göre bazı bireylerin bebeklik döneminde yaşadığı travmatik olayları ya da birey için önemli olan anları hatırlayabildiği tespit edilmiş. Elbette ben de önemli şeyler yaşamışımdır ama hafıza odalarımda biraz daha derinlere inmem gerekiyor galiba. 🙂 Bebeklik dönemimde şimdiki gibi akıllı telefonlar da yokmuş tabi. Fotoğraf makinemiz de yokmuş evimizde. Bu yüzden bebekliğime dair sadece bir fotoğraf var elimde. Bu kıymetli eseri şimdi sizinle paylaşıyorum. 🙂

İLK ÇOCUKLUK

İlk çocukluk yıllarımdan kalan, hiç unutamadığım, anılarım var aklımda. Kasabada ve iki katlı müstakil bir evde yaşadığımız için haliyle hayvanlarımız da çoktu. En çok hatırladığım köpeğim Coni, babamın güvercinleri, annemin tavukları ve ördekleri. Galiba şuan ki hayvan sevgim o günlerin bana bir hediyesi.

İlk çocukluk bu. Kıpır kıpırdır ya hani çocuklar. Ben de aynen öyleydim. Hiç yerimde durmazdım. Oradan oraya koşar, atlayıp zıplardım. Dertsiz, tasasız. Çocuk olmanın verdiği enerji ile…

İlkokul 1. sınıfı kasaba okulunda tamamladım. Benim için okulun ilk yılı okumak ve yazmak yeterince zordu. Ama ailemin desteği ile pek çok zorluğun üstesinden gelebildim. O yıllardan hatırladığım bir şey varsa notlarımın el yazısı ile yazıldığı karnelerim. 1. sınıfın sonunda babamın Sorgun ilçesine tayininin çıkmasıyla bende birçok iz bırakan bu kasabadan, ayrılmak zorunda kaldım. Gerçekten benim için çok zor bir süreçti.

SON ÇOCUKLUK

Sorgun’a taşındığımız için eğitimime Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nda devam ettim. Benim için zaten zor olan okul süreci taşınmamızdan dolayı biraz daha zorlaşmıştı. Fakat bu kez de sınıf öğretmenim Mustafa Aydın’ın emekleri ile çok büyük sorunlar yaşamadan alışma evresini rahatlıkla atlattım. 2. sınıftan 5. sınıfa kadar Mustafa öğretmenimin emekliliğiyle beraber sınıf öğretmenim iki defa daha değişti. Maalesef ülkemizde hala çözüme kavuşturulamayan bu öğretmen değişikliği sorununun beni de çok iyi etkilediğini söyleyemeyeceğim.

Resim düzenleme çalışmalarıma bu yaşlarda başlamışım galiba. 🙂 Yalnız bulutlar fena. 😀

ERGENLİK

6,7 ve 8. sınıf sürecim benim için çok değerlidir. Bu yıllarda hem öğretmenlerin hem de derslerin branşlara ayrılması nedeniyle küçük parçaları birleştirip büyük resmin tamamını görmeyi öğrendim. Edebiyatı ve tiyatroyu bu zamanlarda sevdim. Türkçe öğretmenim Okşan Köşkten’in vermiş olduğu eğitim doğrultusunda güzel Türkçe’mize ve edebiyatımıza aşık oldum. Zaman zaman belirli gün ve haftalarda şiirler okudum. Çeşitli programlarda sunuculuk yaptım. Yine drama dersleri veren Okşan öğretmenim sayesinde okul tiyatrosunda yer aldım. Hatta yine Okşan öğretmenimin kooperatifçilik kulübüne katılarak okul kantininde ticareti öğrendim. 🙂 Her insanın hayatına dokunan ve ömrü boyunca unutulmayan bir öğretmen vardır ya; işte benim öğretmenim de Okşan öğretmenim. Ona ve ayrıca eğitim hayatımda bana destek veren tüm öğretmenlerime teşekkürlerimi sunuyorum.

İlkokul 2. kademede başarılı geçen öğrencilik yıllarımdan sonra SBS(Seviye Belirleme Sınavı)’ye ilk girenler arasında olmanın gururunu yaşadım(!). Sürekli değişen sınav sisteminden ben de nasibimi almıştım. 🙂

Sınavdan sonra, yine Sorgun’da bulunan Mevlüde Ahmet Doğanay Anadolu Öğretmen Lisesi’ni kazandım(Bugünlerde Fen Lisesi). Ve hayatıma yeni bir sayfa açtım. Yeni arkadaşlar… Yeni öğretmenler… Yeni ortamlar…

10.sınıfta eşit ağırlık bölümü seçerek 6 kız 2 erkek olmak üzere, 8 kişilik çok güzel bir sınıfta, eğitimime devam ettim. Özel sınıf ortamı gibi ders işlerdik anlayacağınız. Gerçekten hem arkadaşlarımla geçirdiğim vakitler hem de gördüğümüz dersler çok keyif vericiydi.

Edebiyata ve tiyatroya olan ilgim edebiyat hocalarım Seyit Özdemir ve Hatice Parlak hocalarımın destekleri ile lisede de devam etti. Öğretmen okullarının kuruluş yıl dönümlerinde ve “Bir Bahar Akşamı” şiir dinletisi programlarında yer aldım.

11. sınıfta manevi alemimde boşluklar hissettim. Kendimi aramaya başladım, nereye, kime gideceğimi bilemeden. Üstüme üstüme geliyordu duvarlar. Bunaltmıştı beni yalancı dünya ve sıradanlıklar. Beynimi kemiren sorularla boğuşuyordum. Arıyordum fakat bulamıyordum. Bir gün “Tasavvuf” ile karşılaştım. Ya da karşılaştırıldım diyeyim. Anadolu kültürünün yıkılmayan parçası tasavvufla… Yunus Emre Hazretlerini okudum. Mevlana ve Şems Hazretlerini… Daha nicelerini… “Aradıkça bulunmaz ancak bulanlar arayanlardır.” sırrına yol aldım. Tüm insanları sevmenin ve 72 millete “bir” gözle bakmanın şuuruna vardım. Meğer tüm sorularımın cevabı, içimdeki boşluğun ilacı tasavvufta gizliymiş, geç anladım. O gün bugündür tasavvuf benim için vazgeçilmez bir yaşam tarzı oldu. Olmaya da devam edecek.

Lise son sınıfta meslek seçimine karar verirken çok da zorlanmadım. İnsanlarla konuşmayı, onların sorunlarını dinlemeyi ve onlara yardımcı olmayı seviyordum. Kendi kişisel özelliklerimle birçok mesleğin özelliklerini karşılaştırdığımda “Psikolojik Danışman” olmaya karar verdim. Her ne kadar hukuk okumam için ısrar edenler olsa da kararımdan vazgeçmedim. Çünkü ben hedefimi çoktan belirlemiştim. YGS (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı) ve LYS (Lisans Yerleştirme Sınavı)’ye yeteri kadar çalışarak sınava girdiğim ilk yıl, Kayseri Erciyes Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü kazandım.

GENÇ YETİŞKİNLİK

2012-2013 yılları arasında Kayseri’de üniversite okumaya başladım. Kayseri soğuktu. Erciyes Dağı’nın eteğinden tutmuştu ne de olsa. Şehir soğuk olmasına rağmen insanları da bir hayli sıcaktı. Anadolu insanıydılar sonuçta. Yurdum insanı… Bir şehrin kıymetini içinde yaşayanlar belirler derler ya. Kayseri bu yönden çok şanslıydı. Birçok evliyaya ve Selçuklu sultanlarına mesken olmuştu. Bu yüzden ne yana baksam koca bir tarih görürdüm çoğu zaman. Kayseri… Vazgeçilmezim… En güzel anılarımı bağrında saklayan şehir…

Yetkin bir psikolojik danışman olabilmek için teorik ve uygulamalı derslere azami derecede özen göstermeye, dersleri en iyi şekilde öğrenmeye çalıştım hep.  Araştırmaya, sorgulamaya ve karşıma çıkan sorunlara çözüm bulmaya çalıştım. Genelde aklıma takılan bir soruyu “Google Amca”ya sorardım. 🙂 Farklı kaynaklardan inceler, o sorunun cevabını bulmadan uyuyamazdım. Hala öyleyim.

Dört yıl boyunca küçük not defterlerim oldu. Dersi derste öğrenir, “Söz uçar, yazı kalır.” düsturunca her derste kendime göre kısa notlar alırdım. Hatta arkadaşlarım “Bu defterlerle ilerde Muhammed Eminî Külliyatını yazarsın.” diye espri yaparlardı. Evet bir gün yazacağım. 🙂

Üniversite yıllarımda sadece okul dersleri ile sınırlı kalmayarak öncelikle kendi fakültemizde sonra diğer fakültelerde olmak üzere, daha çok alanımla ilgili seminer ve eğitimlere katıldım. Tabiki şiirsiz olmaz. Şair Nurullah Genç’ten canlı olarak şiir dinleme fırsatını da yakaladım. Sinan Yağmur ile tanışma ve muhabbet etme şerefine eriştim. Ayrıca Kayseri kitap fuarında gönüllü olarak kitap sattım.

2017 yılının haziran ayında Erciyes Üniversitesi’nden mezun oldum. Bugünlerde okumaya, araştırmaya ve çeşitli eğitimlere katılmaya devam ediyorum. Okul psikolojik danışmanı olabilmek için sınavlara hazırlanıyorum. Alanımızla ilgili sorunlara çözüm bulabilmek adına sosyal medyada yapılan etkinliklere aktif olarak katılmaya çalışıyorum. Kendi bilgi ve deneyimlerimi de yeni açtığım bu blogda sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.

Ayrıca SORGED-Sorgun Gençlik Derneği  gönüllüsü ve yönetim kurulu başkan yardımcısıyım. Gönüllü olarak gençlik çalışmaları üzerine çeşitli etkinlik ve faaliyetlerin düzenlenmesinde ve uygulanmasında rol alıyorum. Bununla birlikte kişisel gelişim, iletişim ve alanımız ile ilgili konularda eğitmenlik yapıyorum.

Eğitim, seminer, işbirlikleri veya başka herhangi bir konuda benimle iletişime geçmek isterseniz lütfen yazın.

E-posta: psikolojikdanismanim.net@gmail.com

instagram: www.instagram.com/pdr.muhammedeminsahin

Saygı ve Sevgi ile…

 

Psikolojik Danışman Muhammed Emin ŞAHİN